Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği Türk toplumu için iftar programı düzenledi
Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği, Almanya’daki Türk toplumu temsilcileri için iftar programı düzenledi.
Berlin Büyükelçiliğindeki iftara Alman Dışişleri Bakanlığı Federal Meclis üyesi Serap Güler, Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Mahmut Özdemir ve Federal Meclis Türkiye-Almanya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Max Lucks, milletvekilleri Nils Schmidt ve Thomas Bareiss ile Almanya Süryani Cemaati Metropolitanı Julius Hanna Aydın ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Şen, burada yaptığı konuşmada, 60 yıldan uzun süredir Almanya’nın ekonomik kalkınmasına ve çok kültürlülüğüne katkıda bulunan Türklerin, bugün Almanya’da ekonomiden sanata, spordan bilime, akademiden siyasete kadar akla gelebilecek her alanda büyük katma değer sağlar hale geldiğini söyledi.
Kalplerin ve düşüncelerin, yoğun saldırı altındaki Gazze’deki Filistinlilerle beraber olduğunu belirten Şen, “Şu anda dahi yüz binlercesi gıda, temiz su, sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlarını, güvenli bir ortamda karşılayabilmekten çok uzaklar. Bu acıların bir an önce son bulması, hiç değilse kutsal ramazan ayı vesilesiyle Gazze’de ateşkes sağlanması ümidimizi koruyor, bölgede barışın hakim olması için çabalarımızı sürdürüyoruz.” diye konuştu.
Şen, Türkiye’nin bölgesinde ve ötesinde bir istikrar adası, kaynağı ve sağlayıcısı olduğunu vurgulayarak “Filistin’de, İsrail’de, Ukrayna’da, Myanmar’da, Afganistan’da, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi dinden, inançtan, mezhepten olursa olsun, sivillerin, çocukların hedef alınmasına, öldürülmesine, eziyet görmesine, aç, susuz bırakılmasına tarihinde ve bugün, her zaman karşı çıkmıştır, kuvvetle karşı çıkmaya da devam edecektir.” dedi.
Almanya’daki ırkçı saldırıları hatırlatan Şen, şöyle devam etti:
“Sadece Türk ve Müslüman oldukları için Almanya’daki insanlarımızın, evlerinin, iş yerlerinin, camilerinin günümüzde dahi saldırılara uğruyor olması, Almanya’da ırkçılıkla mücadelenin her boyutuyla, kararlılıkla yürütülmesi gerektiğini göstermektedir.”
Büyükelçi Şen, son 50 yılda Almanya’da yaklaşık 75 civarında Türk vatandaşının aşırı sağcı, ırkçı ve İslam düşmanlığından kaynaklanan saldırılarda hayatını kaybettiğine dikkati çekerek bu konuda duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Alman güvenlik ve kolluk makamlarına da çağrıda bulunan Şen, “Bu saldırıların her yönleriyle açıklığa kavuşturulması ve bütün suçluların, azmettiricilerin ve destekçilerinin adalet önünde hesap vermelerini kendi içlerindeki hata ve eksiklikleri gidermelerini de kuvvetle talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Nefret, ırkçılık ve ayrımcılığın her türüyle; antisemitizm, anti İslamizm, İslamofobi ve Müslüman düşmanlığıyla tüm imkanlar kullanılarak topyekun mücadele edilmesinin haklı bir beklenti olduğunu dile getiren Şen, “Bu konuda Alman makamlarıyla işbirliğine değer veriyor, olumlu çabalarını destekliyor ve ilave adımların da atılmasını bekliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcileri olan bizlerin Almanya’da bu konuda ciddi çalışma yapan her kurum ve kesimle her türlü işbirliğine açık olduğumuzu buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum.” dedi.
Şen, İslam’ın ve Müslümanların Almanya’nın ve Almanya toplumunun değerli bir parçası olduğu sözünü bu ülkedeki bütün demokratik liderlerden, kurumlardan ve siyasi partilerden tekrar tekrar duymak istediklerini belirtti.
Almanya’daki Türk toplumunu ilgilendiren bir diğer konunun da çifte vatandaşlık meselesi olduğunu hatırlatan Şen, şu değerlendirmede bulundu:
“Alman vatandaşlık yasasının reformu yönünde Federal Meclis ve Federal Konsey’de onaylanan yeni yasanın yürürlüğe girmesi bekleniyor. Yeni yasanın, insanlarımıza çifte vatandaşlık dahil birtakım yeni hak ve imkanlar sunması öngörülüyor. Federal Hükümetin bu yöndeki çabalarını takdir ediyor, yeni yasanın oluşturulup yürürlüğe girmesinde emeği geçenlere huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Almanya’daki insanımızın ikamet hakları ve vatandaşlık durumlarıyla ilgili herhangi bir baskı ve strese kapılmadan, bugüne kadar hak ettikleri bütün haklardan faydalanmaları temel önceliğimiz olmaya devam edecektir.”